Blog

Deşmeceli bol analizli astroloji seanları

Az önce Twitter’da verdiğim bir yanıtı buraya da eklemek isterim, önem verdiğim bir konu olduğu için. Arkadaş “deşmeceli, bol analizli” bir seans tarif etmiş, ben de bu konudaki görüşlerimi yazdım:

Aradığınız türden deşmeceli bol analizli bir natal chart görüşmesi, astrolojik bilginin yanında pratik psikoloji bilgisini ekleyebilmiş, bilinçdışı kavramından haberi olan, rüyalarınızdaki psikolojik sembolleri anlayabilen biriyle olur.

Astrolojik detaylarda boğulanlar böyle seanslar yapamazlar. Size, yakınlaşma korkunuzu anlatacak, bilinçdışından gelen self-sabotajlarınızı gösterecek bir görüşme lazım. İyi bir aynalamaya ihtiyacınız var.

Bilinçdışı öyle bir şeydir ki, bir date’e veya bir iş görüşmesine giderken ne giyeceğinizi belirler. Siz farkında olmadan sizi itici veya çekici yapar.

Örnekler çoğaltılabilir, ama özet olarak sizin bilinçdışınızı anlayabilecek ve zekanızla başa çıkabilecek bir görüşmeye ihtiyacınız var, o da her yerde bulunmuyor :)))

Nöro-pazarlama: Sosyal Medyada Bilinçdışını Etkileyen Teknikler

Günümüz sosyal medyasında ve satış taktiklerinde şöyle bir şey var: Chatgpt’yi öyle kullanma böyle kullan, bitki çayını yanlış yapıyorsun, ortadan kaybol bir ay sonra canavar gibi gel falan filan.

Bu taktikler direkt olarak bilinçdışına hitap ederek ya bunu gösteren sosyal medya hesabında daha fazla zaman geçirmeniz, veya suçluluk hissi içinde bir af imkanı bularak size satılanı satın almanız için yapılıyor.

Nöro-pazarlama o kadar gelişti ki, artık siz bir sosyal medya postunda daha çok zaman geçirin diye kasıtlı imla hataları yapılıyor. Hatasız olsa bir bakıp geçeceğiniz bir twit, instagram postu vs’de hata görünce orda daha uzun zaman geçiriyorsunuz.

Ben burda tespit edebildiklerimin küçük bir kısmını örnek olarak veriyorum. Bu anlattıklarımın yüzlercesi var. Bir insanın beynini bu durum için eğitmesi çok zor, belki de imkansız.

Bu teknikler bizlerde çocukluktan ve ergenlik döneminden kalma fantezilerimizi uyarıyor ve bunlar bize aşırı derecede tanıdık olduğu için bize anlatılan şeyler bizim kendi kararımızmış gibi hissediyoruz ve buna göre davranıyoruz.

Bunlar tamamen bilinçdışına hitap eden teknikler olduğu için tedbir alıp dikkat etmeniz imkansız olabilir. Yine de uyanık olmaya çalışmakta fayda var.

Astrolojiyi Bozmak İçin Gökyüzüne Atılan Sahte Gezegenler

20.yy’da astrolojiye bazı gök cisimleri eklenmiştir. Bu eklemelerin neden yanlış olduğunu daha önce anlatmıştım. Şimdi bunun niye yapıldığıyla ilgili bazı fikirlerimi paylaşacağım, çünkü artık bunun kötü niyetle yapıldığını düşünüyorum.

Konuyu hatırlayalım: Astrolojide gök cisimleri, çıplak gözle görünebilen 5 gezegen ile bunlara eklenen Güneş ve Ay’dan oluşur. Toplamı 7 olan bu gök cisimleri, dünyanın her yerinde haftanın günlerine de isim vermiştir. Bu yüzden dünyanın her yerinde haftanın 7 günü vardır. Bunlara ekleyeceğimiz ay düğümleri ve sabit yıldızlar dışında astrolojide gök cismi yoktur. 20.yy’da bunlara gezegen olarak Uranüs, Pluto, Neptün eklenmiş, ve asteroidler de astrolojiye dahil edilmiştir. Bunların sonuncusu 1977’de keşfedilen Chiron’dur. Bu konuyu bilgi felsefesi ve mantık kısmında çok anlattım, bunları tekrara gerek yok. Şimdi neden burda kötü niyet aradığımı anlatacağım.

18. ve 19. yüzyıllar civarında bir yerlerde, içinde astrolojinin de bulunduğu ezoterik ve okült bilgi ağır bir saldırıya uğradı. Bunun temel sebebinin; ezoterik/okült bilginin insanı yüceltmesinden duyulan rahatsızlık olduğunu düşünüyorum. 18. yy’da İngiltere nedense ezoterik okült dünyaya el atmaya başladı. Bunlara dair kendi kurumlarını kurdu, dünyaya kendi çarpık ve pasif ezoterik anlayışını yaymaya çalıştı. 20. yy’a gelindiğinde, özellikle 2. dünya savaşından sonra bu durum iyice sertleşti. Japon kültürünü pasifleştirmek için zen inancına budizmi sokmaya çalıştılar ve başarılı oldular.

Astroloji de bundan payını aldı. Astrolojiyi bozmak için astrolojiye yeni gezegenler ve asteroidler sokuldu. Amaç disiplini bozmaktı. Bunu yaparken şunu kullandılar: Dediler ki astroloji bize gökyüzünden gelen etkilerle ilgilenir, doğum anında gezegenlerden nasıl bir etki aldığımızı anlatır. Yani neden sonuç ilişkisini ters çevirdiler. Astrolojiyi insanların hayatını belirleyen kadersel bir konu gibi anlattılar. Bunun için çok büyük bir bütçe harcandı. Burda amaç insanları pasifleştirmek ve astroloji bilgisinin kaybolmasını sağlamaktı.

Bu amaç çok başarılı oldu. Bugün bütün dünyada insanlar bir burçları olduğunu zannediyor ve gökyüzü hareketlerinden bir tesir aldıklarını düşünerek çaresizlik içinde hayatın yumruğu nerden üstüme gelecek diye düşünüyorlar. Benzer şekilde çekim yasasını da koşullara bağladılar ve insanların özgüvenini azaltmaya çalıştılar. Daha sonra güç odakları, yani büyük devletler ve büyük sermaye insanların astroloji inancını kendi suçlarını örtmekte kullandı. Dünyada olup bitenin sebebini insan değil gökyüzü olarak göstermeye çalıştılar.

İşte astrolojinin bugün geldiği noktanın acıklı öyküsü budur.

Seans alamadığınızda…

Bir sebepten ötürü seans alamadığınızda kendinizi üzmeyin. Bazen maddi sebeplerden bazen randevu bulamamaktan bazen de zamansızlıktan seans alamayabilirsiniz. Böyle zamanlarda bilmeniz gereken bir şey var.

Hayatın akışı içinde geciken birçok işimiz olur. Doktor, avukat randevuları gibi mesela. Bazen de bir astroloji seansı almanız gecikir.

Astrovole’yi takip edenler bilirler; insan dünyaya vicdan ve şuur gelişimi için gelir ve bu gelişme hayatınızda karşınıza çıkan olumlu ve olumsuz birçok olay sonucu gerçekleşir.

Bazen bir astroloji seansında edineceğiniz bilgileri edinmeden bazı olaylarla karşılaşmanız gerekiyor olabilir. Bir astroloji seansı size hem içgörü kazandırır hem de belli bir vadede yaşama ihtimaliniz olan olaylardan bahseder. İçgörü kazanmak sizi psikolojik açıdan güçlendirir ve hayatta karşılaştığınız olaylara farklı şekillerde müdahale etme imkanı sağlar.

Bir de haberdar olmadan, sürpriz olarak karşılaşmanız gereken olaylar vardır. Bunlara dair bilgiyi hiçbir yerden alamazsınız. Hiçbir astrolog, medyum, tarotçu, doktor, avukat, mühendis vs. sizi bu olaylara dair bilgilendiremez.

Bu yüzden, herhangi bir sebepten ötürü seans alamadığınızda kendinizi üzmeyin. Mutlaka o sırada bilmemeniz gereken şeyler vardır. Bu tür durumlar karşısında yapabileceğiniz en iyi şey, hayatta mücadele verdiğiniz alanları not alarak bunlar üzerinde düşünce çalışmaları yapmaktır. Bu çalışmayı elinizden geldiğince tarafsız bir analizle yapmaya çalışmalısınız.

Yaşadıklarınızdan ne kadar ders çıkarırsanız o kadar kârdır. Siz yaşadıklarınızdan ders çıkardıkça hayat sizi rahat bırakmaya başlar.

Doğum saatinin bulunması hakkında

Doğum saatinin bilinmediği durumlarda, kişinin hayatındaki önemli olayların zamanlamalarına bakmak genellikle yanıltıcıdır.

Kişinin yaşadığı olayların, hayatın hangi alanlarında olduğuna bakmak çok daha sağlıklı sonuç verir. Çünkü ev dağılımı zamana değil konuya göredir. Doğum saatini bulma amacımız zamanla değil konularla alakalıdır.

Amaç, 12 evden oluşan haritanın 1. evinin hangi burca karşılık geldiğini bulmaktır. Bu da iki saatlik bir zaman aralığı demektir. İki saatlik bir zaman aralığında doğum saatiniz belliyse, doğum haritası bakılabilir hale gelmektedir.

Astrolojide Ay düğümleri

Ay düğümleri hakkındaki video serisini burda izleyebilirsiniz. Alttaki açıklayıcı metni okumanız da faydalı olacaktır. Seanslar için seans sayfasından bilgi alabilirsiniz.

Astrolojide ay düğümleri, bir doğrum haritasının okunmasında merkezi bir yerdedir. Haritanın belkemiği gibidir. Ben haritalara bakarken Ay düğümleri ve Satürn’ü haritanın bestecileri gibi görürüm. Diğer unsurların bu bestecilerin saz arkadaşları gibidir. Haritada karşılaşacağınız herhangi bir göstergeyi yorumlarken bu yorum ay düğümleriyle çelişmemelidir. Bazen haritada birbiriyle çelişen göstergeler görürsünüz. Bunları harita sahibinin beyanlarıyla elerken, ay düğümlerine de dikkat etmelisiniz.

Doğum haritası okumak, bir fotoğraf okumaktır. Doğum haritası kişinin dünyaya giriş yaptığı sırada çekilmiş bir fotoğraftır. Bu fotoğraf kişinin daha dünyaya gelmeden önceki birikimini yansıttığı gibi aynı zamanda kişinin geldiği bu yaşamda karşılaşacağı olaylar dizisinin hangi alanlarda olduğunu da bize gösterir. Kişinin olaylarla karşılaşması; değişim dönüşüm ihtiyaçlarıyla ilgilidir. İnsan dünyaya başına iş açılsın diye gelir. Bu durum insana eziyet olsun diye değildir. Amaç insanda şuurun açılmasıdır. Yaşadıklarından edindiği deneyimle sahip olduğu güçler açığa çıkacaktır. Bu çok uzun bir yolculuktur. İnsanla ilgili bu durumun neden böyle olması gerektiğini bilmiyoruz. Bilmediğimiz nedenlerden ötürü böyle olması zorunlu olmuştur. Bu bir tekamül yolculuğudur.

Bu yolculuk sırasında gelinen her yaşamda gittikçe daha karmaşıklaşan olaylarla karşılaşılır. İşte ay düğümleri bu noktada devreye girer. Teknik açıdan ay düğümleri, kişinin doğduğu 18 aylık bir zaman aralığında ay ve güneş tutulmalarının hangi burçlarda meydana geleceğini bize gösterir. Bu burçlar hep iki tanedirve zodyakta daima karşı karşıyadır. Yani; koç/terazi, boğa/akrep, ikizler/yay, yengeç/oğlak, aslan/kova, başak/balık eksenleri veya aksları, ay düğümlerinin karşılıklı yerleştiği burçlardır. Ay düğümleri ikiye ayrılır; kuzey ay düğümü ve güney ay düğümü. Bunlardan güney ay düğümü, kişinin daha bu dünyaya gelirken beraberinde getirdği olumlu ve olumsuz nitelikleri anlatır. Kuzey ay düğümünün bulunduğu burç ise bu insanın aşinalığının zayıf olduğu alanları anlatır. Bu kişi, alışkanlık kazanabilmesi için kuzey ay düğümünün bulunduğu burçla ilgili olaylara doğru çekilir veya sistem bu olayları onun önüne koyar diyebiliriz. Kişi bu olayları deneyimledikçe ve kuzey ay düğümü hedeflerine yaklaştıkça hayatı kolaylaşmaya başlar ve hayatın ona rastgele, tesadüf gibi görünen zorlukları azalır. Çünkü bu zorluklar sistem tarafından onun karşısına ay düğümleriyle ilgili hedeflerine ulaşabilmesi için çıkarılmıştır.

Aklınıza gelecek her türden dünyevi olay; iflas, boşanma, karşılıklı aşk, karşılıksız aşk, köşeyi dönmek, çok zengin olmak, çok fakir olmak, sağlıklı olmak hastalanmak vs., hepsi kişinin tekamül yolculuğuyla alakalıdır. Bu anlamda dünyevi olarak başımıza gelen olaylar aslında kendi başına iyi veya kötü değillerdir. hepsi sistemin biz dönüşebilelim ve kabiliyetlerimiz açığa çıksın diye karşımıza koyduğu olaylardır.

İşte ay düğümlerinden böyle faydalanırız. Doğum haritası kişinin bir ayna görüntüsü olduğu için, hem kişinin özelliklerini hem de dönüşüm ihtiyaçlarını yansıtır.